«
  1. Anasayfa
  2. Sağlık
  3. İnatlaşmanın temelinde aile ile ilgili olumsuz yaşantıların etkisi var

İnatlaşmanın temelinde aile ile ilgili olumsuz yaşantıların etkisi var

inatlasmanin-temelinde-aile-ile-ilgili-olumsuz-yasantilarin-etkisi-var.jpg

Aşırı otoriter veya hoşgörülü ortamlar inatçılığı destekliyor

Uzmanlar çocuklarda gelişimsel olarak ortaya çıkan ve ‘negativizm dönemi’ olarak da adlandırılan inatlaşma ve karşı çıkma davranışlarının en sık yaşandığı yaş aralığının 18-36 ay arası olduğunu söylüyor. Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk inatlaşma davranışında anne-baba ve çocuk iletişiminin etkisinin çok büyük olduğuna dikkat çekiyor. Konuk, “Yapılan çalışmalar, çocuklardaki bu davranışın temelinde aile ile ilgili olumsuz yaşantıların etkisinin olduğunu gösteriyor. Aşırı otoriter tutum sergileyen anne babalar, çocuğun kişiliğine eleştirel yönde yaklaşıp onların davranışlarını yönetmeye çalışabiliyor. Aşırı hoşgörülü ortamda büyüyen çocuklar ise kontrol eksikliği yaşayabiliyor.” uyarısında bulunuyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk çocuklarda inatlaşma davranışının kaynağı ve inatlaşan çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu. Konuk, ailelere de tavsiyelerde bulundu.

İnatlaşma ve karşı çıkma davranışları en sık 18-36 ay aralığında görülüyor

Çocuklarda gelişimsel olarak ortaya çıkan ve ‘negativizm dönemi’ olarak da adlandırılan inatlaşma ve karşı çıkma davranışlarının en sık yaşandığı yaş aralığının 18-36 ay arası olduğunu belirterek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk kimi zaman bu sürenin 4 yaşa kadar uzayabildiğini söyledi. 

Konuk, “Çocuklar ortalama 1,5 yaşına kadar isteklerini ve ihtiyaçlarını gidermek için ebeveynlerine bağımlı ve oldukça uyumlu olurlar. Konuşmaya, yürümeye başlamaları ve kendi başlarına bir şeyler yapabildiklerini fark etmeleriyle birlikte bireyselleşmeye ve çevreyi kendi başlarına deneyimlemeye başlarlar.” dedi.

Çocukların kendi duyguları ve istekleri ön planda olur

1-2 yaş dönemindeki çocukların benmerkezci olduğunun ve beklentilerinin anında gerçekleşmesini istediklerinin altını çizen Konuk, “Kendi duyguları ve istekleri ön planda olduğu için başkalarının duyguları ve beklentileri ile ilgilenmezler. Bununla birlikte kendi düşünceleri ile başkalarının düşüncelerinin farklı olabileceğinin de bilincinde olmazlar. Bu durum gelişimsel bir süreç olup, 4 yaşından sonra azalarak bitmesi beklenir.” şeklinde konuştu.

İnatlaşmanın temelinde aile ile ilgili olumsuz yaşantıların etkisi var

İnatlaşma davranışında anne-baba ve çocuk iletişiminin etkisinin çok büyük olduğuna dikkat çeken Konuk, “Yapılan çalışmalar, çocuklardaki bu davranışın temelinde aile içindeki olumsuzlukların etkisinin olduğunu gösteriyor. Stresli ev ortamı, ebeveynler arasındaki anlaşmazlıklar, çocuğa karşı tutarsız yaklaşımlar, aşırı otoriter veya aşırı koruyucu ebeveyn tutumları gibi durumlar çocuklarda inatlaşmanın görülmesine sebebiyet verir.” diyerek aileleri uyardı.

Aşırı otoriter veya hoşgörülü ortamlar inatçılığı destekliyor 

Aşırı otoriter tutum sergileyen anne babaların, çocuğun kişiliğine eleştirel yönde yaklaştığını ve onların her davranışını yönetmeye çalıştıklarını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Ebeveynler çocuklara seçim yapma, fikirlerini ifade etme ortamı yaratmıyor ve çocuğa fiziksel veya sözlü cezalar verebiliyorlar. Bu durum çocukların isyan amaçlı ortaya çıkan inatlaşmalarına sebep olabiliyor.” dedi.

Benzer şekilde aşırı hoşgörülü veya aşırı koruyucu ortamda büyüyen çocukların ise kontrol eksikliği yaşayabildiğine değinen Konuk, “Bu çocukların hemen hemen tüm konularda karar vermeleri kendilerine bırakılmış oluyor. Davranışlarının çoğunu sınırsız şekilde yapıp, kendilerinde sınırsız haklar görebiliyorlar. Bu nedenle isteklerini gerçekleştirebilmek için yoğun biçimde ısrarcı oluyorlar.” açıklamasında bulundu.

Duygularını tanımayan çocuklar bunu davranış yoluyla ortaya koyabilirler

Bazı durumlarda inatçılığın çocukta sosyal duygusal becerilerin tam olarak gelişemediğinin bir göstergesi olabildiğini ifade eden Konuk, “Çocuklar duygularını tanımadıkça ve ifade edemedikçe bu duyguları davranış yoluyla ortaya koyabilirler. Bunun yanı sıra dürtüsellik, hiperaktivite, karşıt olma-karşıt gelme bozukluğu gibi durumlarda ya da ev dışı sosyal ortamlarda yaşanan sorunlarda da benzer davranışlara sıkça rastlanabiliyor.” dedi.

Çocukların farklı düşünceleri ve duygularının olabileceğini kabullenmek gerekir

Bir çocuğun ortalama 2-4 yaş arasında inatlaşma davranışları göstermesinin geçici bir dönem ve çocuk için önemli bir gelişim basamağı olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, çocuğun sadece olumsuz davranışlarında değil, olumlu davranışlarında da sözel geri bildirimler yapılması gerektiği önerisinde bulundu. İnatlaşmayla baş edebilmek için öncelikle çocukları birey olarak görmek gerektiğine vurgu yapan Konuk sözlerini şöyle tamamladı:

“Kendimizden farklı düşünceleri ve duygularının olabileceğini kabullenmek gerekir. Onların isteklerini fark etmek, anlaşıldığını göstermek gerekir. İsteklerine direkt ‘hayır’ demek yerine neden gerçekleşemeyeceği hakkında sabırla ve yaşına uygun biçimde açıklama yapılmalı. Ev ortamında da çocukların hangi davranışının kabul gördüğü veya görmediği konularında tutarlı olunmalı. Benzer şekilde ebeveynlerin de kendi aralarında tutarlı olması gerekir. Anne ve babanın yaklaşımlarında farklılık olmaması, çocukların davranışlarını düzenleyebilmek açısından oldukça önemli bir nokta.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir Cevap Yaz

Hbr TV Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *